::FATMAGÜL'ÜN SUÇU NE::
  Yönetmen
 


Create your own banner at mybannermaker.com!



Herkesin dilinde “Fatmagül’ün Suçu Ne?”deki tecavüz sahnesi var. Dizinin yönetmeni Hilal Saral “Karakterlerin tecavüzden önceki ve sonraki durumlarını güçlendirebilmek için sadece Beren değil, ekipçe danışmanlık hizmeti aldık” diyor

Karantina  Adası olarak da bilinen, Urla Devlet Hastanesi’nin olduğu yarımadadayız. İlk bölümü geçtiğimiz perşembe akşamı yayınlanan “Fatmagül’ün Suçu Ne?”nin setinde bekliyoruz. Bekliyoruz, bekliyoruz, bekliyoruz... Çekim beklenenden uzun sürüyor, pastırma yazında muhteşem deniz manzarasıyla idare ediyoruz. Sonra “Ben geldiiim” diye cıvıl cıvıl bir ses. Mavi tişörtüyle yönetmen Hilal Saral görünüyor. Sonradan öğreniyoruz ki o “mavi”nin de bir anlamı var. Geçen sezonun en çok konuşulan dizisi “Aşk-ı Memnu”nun da yönetmeni olan Hilal Saral’la sohbet zevkli. Ama en zevklisi fotoğraf çekimi! Hilal Saral tıpkı dizi seti gibi kayıklardan, ahşap sandalyelerden dekor hazırlatıp fotoğraf çekmemize de yardım ediyor.

Dün akşam siz de ekip olarak “Fatmagül’ün Suçu Ne?”yi izlediniz. Gelen tepkiler nasıl oldu?
Çok olumlu tepkiler geliyor, çok eleştiren biri olmadı açıkçası. Özellikle tecavüz sahnesinin ölçülü olduğunu söyleyen çok kişi aradı. 

Bu yeni dizinizin “Aşk-ı Memnu”nun yarattığı etkiyi yaratacağını düşünüyor musunuz?
Böyle bir durumun sonucu sonrasında mağdur olan kadın suçlanır hale bile gelebiliyor, bu en acı olan kısmı. “Aşk-ı Memnu” gerçekten beklediğimin çok üzerinde bir etki yarattı. Böyle bir etkisi olacağını düşünmemiştim. 

“Aşk-ı Memnu bitmeden günde iki-üç saat Fatmagül için çalışıyordum”
“Aşk-ı Memnu”da eserin özüyle alakası kalmadı diye eleştirildiniz. Şimdi de bekliyor musunuz böyle bir eleştiri?
Hikaye uzamaz ki, hikaye hikayedir... Sadece biraz daha derine inerek ve detaylandırarak anlatırsınız. Diziler üç-beş bölüm sonra bitsin diye yapılmıyor. Biz ana eksenden uzaklaşmadık, bu sadece günümüze uyarlandı. İlkinde de Halit Refiğ büyülü bir dünya yaratmıştı. Seyirci izliyorsa bir şeyler buluyor demektir. Hikaye yerinde, tadında bitirildi. 

Ara vermeden benzer bir ekip kısa bir süre sonra başka bir proje için tekrar bir araya geldi...
“Aşk-ı Memnu”dan sonra biraz dinlenmeyi gerçekten istiyordum ama enerjim çok yüksek bir noktadaydı. Duramazdım, koşmaya devam etmem gerekiyordu. Zaten aynı ekibin olması, senaristlerin aynı olması bir etken... Çok mutlu çalışıyoruz. Hikaye de mağdur bir kadını anlattığı için cezbetti tabii. Aynı zamanda Ay Yapım çok büyük bir faktör. Daha “Aşk-ı Memnu” bitmeden günde iki-üç saat Fatmagül’e çalışıyordum.

“Kadınların ne hissettiğini, onların dikkatini neyin çektiğini iyi biliyorum”
Kadınları anlatmayı daha çok seviyorsunuz, siz de kadınsınız, senaristler de kadın...
Kadınları en iyi kadınlar anlatır diye düşünüyorum.  Bundan sonra da buna devam etmek istiyorum. Yazarlarımızın da kadınları çok iyi hissettiklerini ve çok iyi konuşturduklarını düşünüyorum. Onların sözlerinin üzerine ben de bazen sözsüz bir şeyler söylemek istiyorum. Böylece katlanarak büyüyen bir duygu oluyor. 

Kadın yönetmen olduğunuz için diziyi seyreden kadınları yakalayacağınız noktaları daha iyi biliyorsunuz...
Onların ne hissettiğini, dikkatlerini nerede neyin çektiğini biliyorum. Bu kadar farkında olduğum şeylerin tabii ki onlara geri dönmesini sağlıyorum. Kadınların hakikaten dikkatini çeken şeyler olabiliyor. Bir küpenin peşine düşüyorlar.

“Aşk-ı Memnu”da da öyle olmuştu, karakterlerin giydikleri, taktıkları çok konuşuldu. Bir yönetmen olarak böyle olması sizin hoşunuza gidiyor mu?
Tabii ki. Bir de ben onlar için özel planlar yapıyorum. Mesela bir geceliğin sırtını gösteriyorum. Bu da aslında anlattığımız hikayenin üzerine bir detay. Aslolan hikayedir. Tabii ki hiçbir kostüm hikayeyi götürmez ama katkısı olur. Kadınların da sevdiği şeyler olduğu için dönüşleri iyi oluyor. 

“Fatmagül’ün çantasını, kolyesini, elbisesinin formunu özenle belirledik”
“Fatmagül’ün Suçu Ne?”de de var detaylar değil mi?
Böyle çalışmayı çok seviyorum. Kendi hayal ettiğim şeyleri bu işin uzmanı olan arkadaşlara aktarıyorum. Onlar da benim isteklerim doğrultusunda kendi kreatif katkılarını koyarak bir şey sunuyorlar. Fatmagül’ün telefonunu koyduğu küçük bir çantası var, bir kolyesi var. Sonra elbisesinin formu... Renklerini ona göre özenle seçiyoruz, yaptığımız işin mutlaka bir rengi, dokusu olmalı. Sinema filmine verilen değer ne ise, zaman olduğu ölçüde diziye de aynı değeri vererek çalışıyoruz. 

“Aşk-ı Memnu”da bazı sahneler, özellikle sevişme sahneleri çok konuşuldu. Burada da tecavüz sahnesi... Başka daha önemli sahnelerin arka planda kaldığını, önemini kaybettiğini düşünüyor musunuz?
Her sahnenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Her sahne gereken değeri verilerek çekilmeli. Sevişme sahnesi daha önemli, sevişme olmayan sahneler daha önemsiz diye bir şey yok. Her sahnenin duygusu çok önemli.
Ben monitör başında bunu hissedebiliyorsam, seyirci de bunu hissedebiliyor. Ama “mış” gibi yapmayı açıkçası ben sevmiyorum. Bunun için de o sahneler üzerinde önceden mutlaka konuşuyoruz. Mesela “Aşk-ı Memnu”da olayı güçlendiren o sera sahnesi değil, ondan önceki tırmanan durumdur; kız gider, Behlül arkasından gider, Bihter gider... Orada duygu tırmanmıştır, olması gereken noktaya gelmiştir. 

Bu diziden de Kıvanç Tatlıtuğ gibi bir erkek oyuncu, yeni bir yıldız doğacak mı?
Çok değerli gençlerle çalışıyoruz. Mesela Engin Akyürek var ki o da başarısını daha önceki işlerde göstermiş. Beren’in yarışmadan (“Türkiye’nin Yıldızları”) arkadaşı. İşini son derece ciddiye alan, inandırıcı olması için kafa patlatan bir oyuncu. Diğer arkadaşlarımızla da öyle, herkes çok heyecanlı. Hepsi çok değerli... Sumru Yavrucuk, Musa Uzunlar var.

“Senaryodaki zengin-fakir durumunu, cafcaflı dünyayı Çeşme’de buluyoruz”
Mekan olarak Urla’yı seçmenizin bir nedeni var mı?
Aslında Çeşme Ildırı’da çalışıyoruz. Urla’ya hastane çekimleri için geldik. Senaryodaki cafcaflı dünya, yani zengin-fakir durumu Çeşme’de ortaya çıkıyor. Biliyorsunuz, bu hayat bir Bodrum’da var bir de Çeşme’de. Amaç o renkli hayattan daha bakir bir hayata gitmek ve o kontrastı görmekti. Ayrıca orada daha önce hiç çekim yapılmamış, bu da çok cezbetti. Buradaki çekimlerimiz bittikten sonra İstanbul’a gideceğiz.

“Her işin bir rengi var, bu dizininki mavi-beyaz”
Çekimlerin dışında neler yapıyorsunuz?
Altı-yedi yıldır. Hobilerimi unuttum, her şeyi sette yaşıyorum hemen hemen. Çok da fazla birşey yapmaya vakit kalmıyor. Kalan zamanımı eşimle ve ailemle geçirmeye çalışıyorum. Mümkün olduğu kadar sinema takip ediyorum.

Sizin sevdiğiniz diziler var mı?
“Öyle Bir Geçer Zaman ki”yi izleyeceğim. Çok beğendim, çok emek verilmiş, çok kaliteli bir iş çıkmış. Bir de “Ezel”i izliyorum bazen...

Dizinin ilk bölümünü seyrederken tüm ekip mavi giymişsiniz. Bugün de üzerinizde mavi var...
Her işin renkleri olduğunu düşünüyorum. Bu bir bütünlüğü sağlıyor. Genel olarak bu dizide de mavi-beyazı kullanmaya çalıştık. Denizi çok seviyorum ve hep kullanıyorum. Dün de diziyi izlerken bütün arkadaşlara dedim ki “Herkes mavi-beyaz giyip gelsin” Herkes mavi-beyaz giyip geldi. Totem yani...

“Tecavüz sahnesi herhalde ölçülü oldu, insanları rahatsız etmemesine dikkat ettik”
Tecavüz sahnesini nasıl çektiniz?
Durumun kendisi etkileyici. Dört arkadaş kendi arasında eğlenirken birdenbire her şeyin bambaşka bir hale dönüşmesi... Ve başta Fatmagül olmak üzere herkesin hayatının kararması. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve ertesi gün herkes hayatına farklı bir biçimde devam edecek, mesele bu... Bir durumun içine düşüldü ve bu durumdan herkes etkilenebilir. Arkadaşlarımız son derece profesyonel... Herkes işini yaptı ve ben de çok mutlu oldum. Gece 22.00 gibi başladık, sabahın ilk saatlerinde bitti. Herhalde iyi ve ölçülü oldu. İnsanları rahatsız etmemesine de dikkat ettik.

Tecavüz sahnesinde Beren Saat’in psikolojik destek aldığı söylendi. Böyle bir yardım aldı mı gerçekten?
Bu bizim ekipçe danışmanlık almamızla ilgili bir şey. Benim daha önce de yaptığım bir çalışmaydı. Bu işte de aynı çalışmayı sürdürdüm... Senaryoyu elime aldığım zaman başlamıştım. Karakterlerin tecavüzden önceki ve sonraki durumlarını güçlendirebilmek için ekipçe aldığımız sohbet... Sadece Beren’in aldığı bir şey değil. 

Bu sahnenin Beren Saat’in oyunculuğu açısından da dönüm noktası olacağını düşünüyor musunuz?
Beren’in oyunculuğunun çok çok iyi olduğunu düşünüyorum. Özellikle son bir yıldır çok büyük bir aşama kaydetti. Beren’in dünkü sahneye katkısı ve performansı muhteşemdi. Çok daha ileri gidebilecek durumda olduğunu biliyorum çünkü işini ciddiye alıyor. Hakkını vererek yapmaya çalışıyor. Çalışmaktan da çok keyif alıyorum.

“Kurtlar Vadisi’nden bizim dizilere dönen erkekler var”
Dizi sektöründe kadın yönetmenlerin artmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Benim asistanlığım zamanında kadınlar çok fazla yönetmen olamıyorlardı. Ama yavaş yavaş yapımcılar güvenmeye başladılar. Koşullar zor, kadınlar daha dayanıklı. Kadınlar detaylara daha hakimler, kadınları daha iyi hissediyorlar, daha iyi anlıyorlar. Kadınların neleri istediklerini erkeklerden daha fazla biliyoruz. Galiba zamanı da daha doğru kullanıyoruz.

Sizin dizilerinizi erkekler de çok izler hale geldi...
“Kurtlar Vadisi”nden dönüş yapan erkekler olduğunu çok duydum.

Fatmagül’ün başına gelenlerle daha çok erkeklere bir şey mi söylemek istiyorsunuz?
Sadece erkeklere-kadınlara diye ayırmak istemiyorum. Herkese söylemek istediğimiz bir şey var. Düşünsenize bir gecede hayatınız kararıyor, tüm evlilik planlarınız, hayata dair tüm mutluluk yatırımlarınız bir anda altüst oluyor ve bu, beklentileri çok küçük olan bir kasaba kızı. Hayatı dinamitleniyor. Sadece onun değil. Nişanlısının da, abisinin de, herkesin hayatına bir dinamit konuyor. Tecavüz edenlerin bile hayatı değişiyor.

“Yazın bir sinema filmi çekeceğim”
Daha önce Hülya Avşar’la çalışmak istediğinizi söylemiştiniz. Fatmagül’ü filmde Hülya Avşar oynamıştı... Hülya Avşar’la bu projenin hiç ilgisi oldu mu?
Onu söylediğimde bu proje daha belli değildi. Hülya Avşar’ı beğenirim, sinemaya çok yakıştığını düşünüyorum. Tanışmıyoruz ama ileride onunla bir sinema filmi çekmek isterim.

Yakın zamanda sinema filmi düşünüyor musunuz?
Yaza düşünüyorum. Çok sıkı, güzel ve farklı bir aşk hikayesi.



Create your own banner at mybannermaker.com!

 
  Bugün 7 ziyaretçi TurkeyRank.Com - Pagerank Servisi iyi.tc  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol